26 Şubat 2011 Cumartesi

aşk tesadüfleri sever*


Filmi izlemem, “tesadüf” ün manasını öğrenmem ve Elif Şafak’ın “aşk” ını okumam aynı zaman dilimine tekabül etti.
Aşk tesadüfleri sever mi bilmem ama aşkın kendisi bir tesadüftür. Tesadüf “sadefe” kökünden gelir. Bir dağın iki yanının aynı tepede sonlanması gibi “kaçınılmaz buluşma” anlamı taşır. Bir inci sedefinin (aslında sedef değil sadef) iki ucunun birbiri üzerine kapanması gibi her insanı bir gün biryerde bekleyen biri var ve her insan bir gün kaderine tesadüf edecek.
Şems 40. Kuralında der ki; “Aşksız geçen bir ömür beyhude yaşanmıştır. Acaba ilahi aşk peşinde mi koşmalıyım mecazi mi, yoksa dünyevi, semavi ya da cismani mi diye sorma! Ayrımlar ayrımları doğurur. Aşkın ise hiçbir sıfata ve tamlamaya ihtiyacı yoktur. Başlı başına bir dünyadır aşk. Ya tam ortasındasındır, merkezinde, ya da dışındasındır hasretinde.”
* Filmle ilgili yorum içermeyen bir film yazısı

4 yorum:

Kumbaramdaki Kelimeler dedi ki...

tesadüf yerine tevafuk denilmesinin hikmetini düşünüyorum şimdi...

elif dedi ki...

tevafuk, muvafık olma yani birbirine uygun olma durumu, rast gelme hali olarak geçiyor sözlükte, uhrevi bir anlamı yok gibi gözüküyor...

bırtutamkekik dedi ki...

tesadüfleri severim:)
syfanıza tesadüfen geldim,ve de çok mutlu oldum:)
takipeyyim artık bundan böyyle...
bende beklerim sayfama bir fincan kahve eşliğinde hoş sohbete:)
sevgilerimle....

elif dedi ki...

teşekkür ederim ben de çok mutlu oldum :)
sevgilerle...