11 Haziran 2011 Cumartesi

toprak altında/buried


"Toprak altında" tek oyuncuyla tek mekanda (bir tabut) çekilen, klostrofobinin had safhada olduğu, etkileyici bir sona sahip harika bir film. İzledikten sonra gece rüyamda deprem görmeme neden olacak kadar etkileyici...

Irak'ta kamyon şoförü olarak görev yapan Amerikalı Paul Conroy, arkadaşlarıyla birlikte uğradığı saldırı sonrasında toprağın altına gömülü halde bir tabutta uyanıyor. Tabutta yalnızca bir çakmak, cep telefonu, el feneri, ilaç ve alkol şişesi var. Cep telefonuyla Amerikalı yetkililere, Dış İşlerine, ailesine ulaşmaya çalışıyor. Bu sırada yetkililerin can sıkıcı gereksiz sorularına, Amerikan hükümetinin kendi vatandaşına verdiği değer (!) e tanık oluyoruz.

Kendisini rehin alan Iraklı ile konuşması, filmin emperyalizmin kanlı ellerinden çıkmış propagandist bir film olmadığını gösteriyor.

         - Buradayım çünkü işim bu, para kazanmak için, o kadar...
         - Siz gelene kadar benim de bir işim vardı, şimdi ailemin hiç bir şeyi yok
         - Bu benim suçum değil.
         - 9 eylül de benim suçum değildi, ama hala buradasınız, Saddam da benim suçum değildi, ama hala buradasınız
          - Sana söyledim, sadece çalışmak için buradayım, yeniden yapılandırma için.
          - Yıktığınızı yeniden yapılandırma...

         Bana göre tabutun içinde sıkışıp kalmış olan yalnızca Paul değil, Amerika'nın bizzat kendisi... Paul için, Paul'u izlerken benim için korkunç bir durum olsa da tabut; Amerika'nın Irak'taki halinin resmi...



                              - Beni öldürecekler, parayı ödeyecek misiniz?
                              - Amerikan hükümeti teröristlerle pazarlık yapmaz.
                              - Peki ben ne olacağım?


4 yorum:

Engin dedi ki...

Güzel bir filmdi. Paylaşımınız için teşekkür ederim. Bu film ve tanıttığınız diğer filmler için,
tanıtım yazılarınızı kendi blog'umda alıntı adresini ifade ederek kullanmak istiyorum. izin verir misiniz?
Engin Zengin
blog adresi: temizfilm.blogspot.com

mail adresi: zoraki36@gmail.com

Âwdil dedi ki...

İncelemeliriz çok iyi.Zira ben beğendim.Artı olarak eğer izlediyseniz majid majidi filmlerinin incelemelerini kaleminizden okumak güzel olurdu.Lakin bihaber iseniz,iran sinemasına göz atmanız salık veririm.

elif dedi ki...

Engin, teşekkür ediyorum ve de izin veriyorum :)

Awdil, teşekkür ederim yorumunuz için, geriye doğru giderseniz blogumda, majid majidi filmlerini göreceksiniz, onlarla ilgilii yorumlarınızı da almak isterim.

Âwdil dedi ki...

Evet elif hanım,iran sinemasının sinei ozanı olan majidi'nin filmlerini güzel idrak etmişsiniz.Film incelemelerinize yorum yapmaya gerek görmüyorum,çünkü bir kaç ay önce aynı filmleri benzer argümanlar ile ben de dillendirmiştim.

Demek ki,majidi üstadın sinema da kullandığı şiir dili anlayan bir çok kişi varmış.Zira ben aynı imgeleri ve aşkı tarskovsky ve bela tarr'da görebilmiştim.Ama majidi de büyük bir adam olduğunu kanıtladı.