Eski bir tarih öğretmeni olan Pat Salitano (Bradley Cooper), yaşamında değer verdiği her şeyi bir günde yitirmiş bir adamdır. yaşadığı ciddi bir travma sonrası patlar ve ardından mahkeme kararı ile 8 ay rehabilitasyon merkezinde tedavi görür. Çıktıktan sonra hayatını düzene koymak şartıyla ailesinin evine geri yerleşen Pat'in yegane amacı düzgün bir adam olup, işini geri almak ve karısı Vicky'yi bu sayede geri kazanmaktır.
Fakat durum Pat için sandığından daha zor olacaktır. Bir yemekte, aile dostu Tiffany ile karşılaşan Pat, genç kadınla eski eşine ulaşmak amacıyla yakınlaşır. Bir 'iyilik' karşılığı Pat'e yardım teklif eden Tiffany, her ikisi içinde umut ışığı olacak yeni bir kapı açacaktır...
Fakat durum Pat için sandığından daha zor olacaktır. Bir yemekte, aile dostu Tiffany ile karşılaşan Pat, genç kadınla eski eşine ulaşmak amacıyla yakınlaşır. Bir 'iyilik' karşılığı Pat'e yardım teklif eden Tiffany, her ikisi içinde umut ışığı olacak yeni bir kapı açacaktır...
Spoiler...
İki hasta ruhun birbirlerini sanat ve aşkla iyileştirmesi...Film konu olarak gayet orjinaldi ama ben çok zevk alamadım. 3 akşamda izlemesem sonunu daha zor getirebilirdim herhalde. ( Bir filmi bir kaç günde izlemeyi huy edindim artık, uykum gelince bir sonraki güne bırakıyorum.)
Arıza tipleri izlemek her ne kadar eğlenceli olsa da bu filmde sonu tahmin edebiliyorsunuz. Yalnız Nikki'yi görene kadar belki Nikki diye biri yoktur veya Tiffany Nikki olabilir diye düşünmüştüm ama o kadar karmaşık bir durum yokmuş. Filmde en çok hoşuma giden babasının ki o Robert De Niro idi, Pat'e söylediği şu cümleydi "Hayatındaki fırsatları kaçırman günahtır ve laneti ömür boyu peşinden gelir"